Yapay zekâ ile her gün hayatımıza giren yenilikler hem hayatımızı kolaylaştırırken hem de iş yapış şekillerimizi çok hızlı bir şekilde değiştirmeye başlıyor.
Bu değişikliklere etki eden uygulamalardan bir tanesi de AI Agents. Türkçe karşılığı olarak “Yapay Zekâ Asistanları” diyebiliriz.
Esasında Siri ve Alexia gibi uygulamalar ile uzun bir süredir hayatımızda olan bu asistanlar, LLM modellerinin gelişmesi ve ChapGPT gibi uygulamaların hayatımıza girmesiyle çok daha fonksiyonel hale gelmeye başladı. Bugün birçok online toplantıda bizim yerimize toplantıya katılan ve not tutan sanal asistanları sıklıkla görmeye başladık.
YZ Asistanları gelişmesi, interneti nasıl kullandığımızı büyük ölçüde değiştirme potansiyeline sahip.
Eş zamanlı olarak, şirketlerin tüketicilerle olan ilişki kurma şekilleri de muhtemelen değişecek. Kişiler artık internette bir konuyu araştırmak yerine bunu direkt olarak ChatGPT benzeri uygulamalara sormaya başladılar.
YZ ajanları/asistanları, içerik tüketimini, günlük görevlerin düzenlenmesini ve kararlar alma şekillerimizi değiştirmeye de başladı.
Yakın gelecekte kişisel YZ asistanınız, hayatınızı daha kolay ve daha düzenli hale getiren özel bir günlük içerik, öneriler, kararlar ve eylemler karması olarak her sabah derlemeler yapabilir ve siz işe gitmek için hazırlık yaparken bunları size okuyabilir hale gelecek.
Silicon Valley çalışanları, jeneratif YZ patlamasının üçüncü yılı hız kazanırken, bu sene içinde piyasada olacak uygulamalar açısından oldukça heyecanlı.
2025, kişiselleştirilmiş dijital asistanlar yılı olarak ilan edildi. Bu asistanlar, kullanıcılarla etkileşim kurabilir, araştırma yapabilir, bilgi toplayabilir, içerik küratörlüğü yapabilir ve nihayetinde ihtiyaçlarınızı tahmin ederek, siz istemeden önce işleri halledebilir.
Jeneratif YZ, teknolojik-fütürist tahminlerde umulduğu kadar hızlı ilerlemeyebilir. Ancak interneti kullanma şekillerimizin değişmeye başlaması, Google gibi dijital dünyamıza hükmeden bazı şirketleri zor durumda bırakabilir.
Bernstein’den Mark Shmulik ve Nikhil Devnani, iki ünlü internet analisti, yatırımcılara yönelik son notlarında “Eğer YZ ajanları gerçekten faydalı hale gelirse, internet bildiğimizden farklı olacak” diyorlar. “Web siteleri ve uygulamalar kaybolmayacak; sadece, tüketiciler bu dijital varlıkları doğrudan ziyaret etmeyecek veya görmeyecek. Bunun yerine, bilgiye, içeriğe ve ‘arama motorlarının toplayıcısı’ haline gelen bir YZ asistanı aracılığıyla erişecekler” diye belirtiyorlar.
Bernstein analistleri, yeni bir şehre gittiğimizde havalimanından çıkmak için artık Google Maps’e bakmayacağımızı veya taksi çağırmak için herhangi bir uygulama kullanmayacağımızı vurguluyor.
Herhangi yerde hedefimize giderken Uber, Lyft, Waymo, taksi veya sıradan siyah araba servisi ile gitmeniz önemli mi? Muhtemelen değil. Gerçekten istediğiniz şey, en hızlı, en ucuz ve en rahat şekilde ulaşmak olduğundan dijital asistanlarımız konumumuza bakarak bu seçenekleri karar vermemiz için bizimle paylaşacaklar.
Peki, kişisel YZ ajanınız bütün bu süreci sizin için halledebilirse? Bu, internetin çalışma şeklini köklü bir şekilde değiştirebilir. “Google” araması yapmanıza gerek kalmaz. Belki de akıllı telefonunuzu bile çıkartmanıza gerek kalmayacak. Çünkü yeni nesil dijital asistanlar gelecekte muhtemelen telefonlarımızın kendisi olacak.
Her birimizi temsil eden bir YZ asistanı, şirketlerinin tüketicilerle kurabileceği güçlü yeni bir doğrudan bağlantı haline gelecek. Diğer tüm internet sağlayıcıları bu yeni dijital kapıdan geçecek ve muhtemelen bir tür geçiş ücreti ödemek zorunda kalacaklar—tıpkı Google’ın şu anda web üzerinde arama reklamları aracılığıyla geçiş ücreti toplaması ya da Apple’ın App Store ücretleriyle geçiş ücreti toplaması gibi.
“Eğer bu dinamikleri nihai haline kadar çıkarırsanız, YZ ajanları gerçekten arama motorlarını devre dışı bırakabilir, kendi başlarına sanal pazar yerleri haline gelebilirler.”
Büyük teknoloji şirketleri ve girişimler, gelecekteki bu yeni müşteri yolculuğunu yönlendirmek ve üzerinde kontrol sağlamak için zaten çılgınca mücadeleye şimdiden girdiler.
Ocak sonlarında, OpenAI, kullanıcılar adına işlem yapmak için bir web tarayıcısı kullanan bir YZ ajanı sistemi olan Operator’ı tanıttı. Bu yeni agent/asistan, seyahat rezervasyonları yapma ve ürün satın alma gibi işlemleri gerçekleştirebiliyor.
Kullanıcılar, asistanlarının isteklerini araması için belirli bir web sitesini seçebilirler. Örneğin OpenTable veya bir arama motoru olan Google üzerinden isteği gönderebilirler. Buradaki anahtar nokta, doğrudan ilişkinin OpenAI asistanı ile kullanıcı asistanı arasında olmasıdır. Daha önce, bu çevrimiçi yolculuk muhtemelen bir Google Aramasıyla başlayacaktı. Şimdi, gelecekte, Google sadece OpenAI asistanının seçebileceği birçok hizmetten biri olacak.
Ancak Google, başkasının YZ platformunda sadece bir uygulama haline gelmek ve eski gücünü kaybetmek için doğal olarak yerinde saymıyor. Aralık ayında, web’de gezinebilen, butonlara tıklama ve formları doldurma gibi işlemleri yapabilen bir YZ asistanı olan Project Mariner’ı tanıttı.
Ekim ayında, OpenAI’ın rakibi Anthropic, “bilgisayar kullanımı” adı verilen test özelliğiyle benzer bir aracı tanıttı. Bu, YZ asistanı Claude 3.5 Sonnet, bir bilgisayarı insan gibi kullanmak için tasarlanmış.
Anthropic mühendisleri, YZ asistanından kalabalık bir grup için yeterince yemek sipariş etmesini istediler. Bunun karşılığında bu yeni YZ asistanı kalabalık grubu doyurmak için yiyecek olarak pizzayı tercih etti. Anthropic’in iş geliştirme başkanı Alex Albert, YZ asistanının DoorDash online’ı gezdiğini ve “yaklaşık bir dakika sonra Claude’ın pizza siparişi vermeye karar verdiğini” paylaştı.
Geçtiğimiz hafta Pazartesi, Anthropic, “uzatılmış düşünme” yeteneklerine sahip güncellenmiş bir model olan Claude 3.7 Sonnet’in yeni güncellemesini devreye aldı.
Diğer teknoloji şirketleri, AI girişimi Perplexity gibi benzer çözümler üstünde çalışmaya devam ediyor.
Bu YZ asistanları yakın zamanda yeni nesil giyilebilir ürünlere entegre edilmeye başlandı. Meta, bunu Ray-Ban akıllı gözlükler gibi giyilebilir teknolojisine entegre ederek, geliştirmelere devam ediyor. Apple, birçok cihazında kendi markasının YZ’sini kullanıyor ve Vision Pro gözlüklerine YZ asistanlı uygulama güncellemeleri yapıyor. Google, Gemini AI modellerini milyonlarca Android telefonuna ve Chromebook’a entegre etmekle meşgul.
Bu geldiğimiz nokta, internet ve iletişim şekillerimiz açısından nihai üst seviye teknoloji olabilir mi? Muhtemelen değil çünkü Elon Musk’ın Neuralink’i, insanların beyinlerine çip yerleştirmeyi hedefliyor. Bu, tüketicilerle kopmaz ve sürekli bir bağ yaratabilir. Çünkü çip, insanların düşüncelerini, isteklerini ve ihtiyaçlarını doğrudan kafalarından okuyacak, onları Google Aramaları, Apple uygulama davranışları ve sosyal medya paylaşımlarından çıkarım yapmasına gerek kalmadan, doğrudan beyinde topladığı verilerle analizler yapıp karar verebilecek.
Bu aşama kulağa bir bilim kurgu hayali gibi gelebilir, ancak Google yöneticileri bu fikri yıllardır tartışıyor. 2010’da, Google’ın baş ekonomisti Hal Varian, The Atlantic dergisiyle yaptığı bir röportajda, beyin implantının şirketin arama motoru için mantıklı bir sonraki adım olabileceğini söylemişti.
“Şimdi bilgisayarınızda Google aramaları yapıyorsunuz. Telefonunuzda Google aramaları yapıyorsunuz. Bu bir sonraki aşama. Ve inanıyorum ki—insanlar gülebilir—ama bence bir implant olacak” demişti.
Peki bu insanları kontrol atına almak için kullanılabilinir mi? Esasında cevap bulunması gereken altın soru bu değil mi!?
